PRIO Kıbrıs Merkezi kıdemli araştırmacısı Mete Hatay, Gazze’de yaşanan insani trajediyi ve Batı’nın buna karşı tutumunu sert ifadelerle eleştirdi. Hatay, tarihinin sadece tekrar etmediğini, “grotesk biçimde karikatürleşerek geri döndüğünü” belirterek, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü operasyonlara Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin kayıtsız kalmasını 20. yüzyılın en karanlık dönemlerine benzetti.
Hatay, Almanya Cumhurbaşkanı’nın “İsrail bizim pis işlerimizi üstleniyor” itirafı ile dönemin ABD Başkanı Trump’ın İran’a yönelik “End Game” söyleminin Batı’nın çürüyen ahlaki zeminini ortaya koyduğunu kaydetti. İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudilerin yok edilmesine karşı Batılı güçlerin sessiz kaldığını hatırlatan Hatay, “Final Solution”un yalnızca Nazi ideolojisinin değil, bastırılmış antisemitik Avrupalı çevrelerin arzusunun ifadesi olduğunu söyledi.
Bugün ise rollerin değiştiğini ifade eden Hatay, Filistinlilerin kurban rolünde olduğunu belirtti. Batı’nın “İsrail’in kendini savunma hakkı” söyleminin, uluslararası hukuku ve insan haklarını sadece iç politika için geçerli kılan bir tahakküm diline dönüştüğünü dile getiren Hatay, Demokrasi, hukuk ve birey haklarının artık sadece vitrin süsü olduğunu ifade ederek çıkar ilişkilerinin ise açıkça ortaya çıktığını vurguladı.
Trump’ın “End Game” ifadesinin İran’a yönelik olsa da tarihin iç karartıcı yankılarını taşıdığını söyleyen Hatay, totaliter dilin artık ayıplanmadığını ve normalleştiğini belirterek bu durumun, Batı’nın kurucu değer sistemini terk edişinin işareti olduğunu kaydetti.
Hatay, Almanya’nın “pis işleri” İsrail’e yüklemesinin sadece bölgedeki katliamları değil, aynı zamanda Batı’nın meşruiyet kaybını da gösterdiğini söyledi. Çifte standart üzerine kurulu her düzenin sonunda kendi çöküşünü hazırlayacağını belirten Hatay, “Gazze sadece bir insani trajedi değil, Batı uygarlığının kendi değerlerinden intihar etmesidir” dedi.
Araştırmacı Mete Hatay, “Her uygarlık en çok reddettiği şeye dönüşerek çöker” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.
