Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Kıbrıs’a ilişkin, “Benim Güney’e böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTC’yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrıs’ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz.” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyaretinin ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Lefkoşa’da 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamalarına katılarak, Kıbrıs Türklerinin coşkusunu ve sevincini bir kez daha paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükler çerçevesinde 51 yıl önce gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı’nın, “Enosis” hayalini suya düşürdüğünü belirtti.
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Kıbrıs Türklerinin ve mücahitlerin desteğiyle 1963’ten itibaren akan kan ve gözyaşına son vererek, Ada’ya barış ve huzur getirdiğini anımsatan Erdoğan, “Nitekim Ada’da yarım asırdır bir damla kan dökülmemiştir. Bu huzur ortamı Türkiye’nin kararlı desteğiyle daha nice yıllar sürecektir. Kıbrıs Türkü de ilelebet kendi vatanında özgürce yaşayacaktır.” diye konuştu.
Ziyaret kapsamında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile de bir araya geldiğini aktaran Erdoğan, Türkiye’nin KKTC’ye olan desteğini tekrar vurguladıklarını ifade etti.
– “Kıbrıs Türkü’nün müreffeh bir geleceğe doğru attığı adımlarda yanlarında olmayı sürdüreceğiz”
Türkiye’nin Kıbrıs’ta iki devletli çözüm vizyonunun arkasında durduğunu, Ada’da iki ayrı halk ve iki ayrı devlet olduğu gerçeğini teyit ettiklerini anlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu arada Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin refah içinde yaşaması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. İktisadi ve mali işbirliği anlaşmalarıyla KKTC, ihtiyaç duyduğu her alanda desteklenmektedir. Bazı tesislerin açılış ve temel atma törenlerini, mayıs ayında hizmete sunulan Cumhuriyet Yerleşkesi’nde yaptık. Bunlardan temelini attığımız Yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi inşallah Ada’daki en büyük sağlık yatırımlarından birini teşkil edecek. Açılışını yaptığımız Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Köprülü Kavşağı ve 4,5 kilometrelik kesim sayesinde, toplam 21 kilometrelik projenin önemli kısmını tamamlamış olduk. Bir yıldan kısa sürede biten bu proje Lefkoşa’daki trafik yoğunluğunu azaltmakla kalmayıp Güzelyurt ve Lefke’nin, Ercan Uluslararası Havalimanı’na bağlantısını da hızlandıracak. Bugün hizmete aldığımız Yeni Maraş Sağlık Merkezi, 1000 metrekarelik kapalı alanda bölge halkımızın sağlık hizmetlerine de erişimini kolaylaştıracaktır. Bugün de yine tanık olunduğu üzere ana vatan ve garantör olarak Kıbrıs Türkü’nün müreffeh bir geleceğe doğru attığı adımlarda yanlarında olmayı sürdüreceğiz.”
– “Bunlar, Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıtmayan marjinal girişimler”
Erdoğan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“KKTC’de kurulu iki siyasi parti, Yeni Kıbrıs Partisi ve Birleşik Kıbrıs Partisinin yöneticileri, Rumların 1958’de Türkleri katlettikleri olayların yıl dönümünde Güney Kıbrıs’ta Rum Yönetimi liderini ziyaret ettiler. Birleşmiş Milletler denetiminde nüfus sayımı yapılmasını, ekim seçimlerine uluslararası gözlemci getirilmesini, Türkiye’nin uluslararası kurumlara şikayet edilmesini istediler. Bu ziyareti nasıl karşıladınız? Rum Yönetimi Lideri, AB dönem başkanlığında sizi Güney’e davet edeceğini söyledi. Böyle bir davet gelirse katılmayı düşünür müsünüz?” sorusuna Erdoğan, “Benim Güney’e böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTC’yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrıs’ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Dolayısıyla benim kitabımda onlarla böyle bir görüşmenin yeri yok.” yanıtını verdi.
Bunların Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıtmayan marjinal girişimler olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türkleri bizim canımızdan bir parçadır. Kimse, aramızdaki bu gönül bağını zedeleyemez, Kıbrıs Adası’na sadece barış için gitmiş olan Türkiye’nin kahraman evlatlarına ‘işgalci’ diyemez. Kıbrıs Türk halkı, anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü ve Ada’daki meşru varlığını tartışmaya açmaz bile. Tarihi gerçekler ve milli hafızamız ortadayken yapılan hainlik elbette Kıbrıs Türk halkı tarafından sandıkta cezalandırılacaktır. Rum tarafı şimdiye kadar çözüm istemediğini defalarca gösterdi. Onlar eşitlik ve adalet değil, Kıbrıs Türkü’nü kendi öz vatanında parya yapmak istiyorlar. Kimi şuursuzlar da buna açıkça çanak tutuyor. Kıbrıs’ta çözümün anahtarı iki devletli çözümdür, bundan da taviz yoktur. Türkiye’nin Kıbrıs politikası nettir, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve güvenliğini garanti altına almayan hiçbir sürecin içinde olmayız.”