Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, yaptığı yazılı açıklamayla üniversitenin kurumsal yapısına yönelik son günlerde kamuoyuna yansıyan açıklamalara tepki gösterdi.
Özcenk, DAÜ’nün sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değil, bölgenin de en köklü ve saygın yükseköğretim kurumlarından biri olduğunu vurgulayarak, kurumun siyasi tartışmaların dışında tutulması gerektiğini söyledi.
1979’da kurulan ve 1986 yılında devlet üniversitesi statüsü kazanan DAÜ’nün bugüne kadar on binlerce mezun verdiğini ve KKTC’nin dünyaya açılan bilimsel yüzü olduğunu belirten Özcenk, üniversitenin sadece eğitim değil, aynı zamanda ekonomi ve tanıtım açısından da ülkeye büyük katkılar sunduğunu ifade etti.
Ortadoğu’daki jeopolitik gelişmelerin KKTC’ye olan öğrenci başvurularını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Özcenk, bu koşullar altında DAÜ gibi güvenilir ve köklü bir yapının varlığının daha da önemli hale geldiğini vurguladı. Devlet üniversitelerinin tüm dünyada bilimsel ilerleme ve gençliğin eğitimi açısından vazgeçilmez yapılar olduğuna işaret eden Özcenk, KKTC hükümetlerinin DAÜ’ye bugüne kadar verdiği desteklerin önemli ve değerli olduğunu da belirtti.
DAÜ-SEN’E TEPKİ: ASILSIZ, TEMELSİZ VE ZARAR VERİCİ AÇIKLAMALAR, DAÜ‘NÜN POLİTİK MALZEME YAPILMASI KABUL EDİLEMEZ
Açıklamasında, DAÜ-SEN Başkanı’nın sosyal medya ve basın yoluyla yaptığı açıklamaları “asılsız, temelsiz ve zarar verici” olarak nitelendiren Özcenk, bu tür söylemlerin öğrenci kayıtlarının sürdüğü bir dönemde üniversiteye ciddi zarar verebileceğini ifade etti. Bu açıklamaların kurum aidiyeti ve sorumluluk duygusuyla bağdaşmadığını dile getiren Özcenk, “DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir” dedi.
DAÜ’de alınan tüm kararların akademik ve idari kurullarda tartışıldığını, ardından Üniversite Yönetim Kurulu ve Vakıf Yöneticiler Kurulu tarafından onaylandığını belirten Özcenk, bu sürecin şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir şekilde yürütüldüğünü kaydetti.
DAÜ-SEN yönetimini üniversitenin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan ve yapıcı bir iletişime davet eden Özcenk, “Kurumun geleceğini birlikte konuşmak ve geliştirmek hepimizin ortak görevidir” diyerek sözlerini tamamladı.
