Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, İsrail ile İran arasındaki gerilimi ve bölgedeki gelişmelerin Kıbrıs’a yansımalarını değerlendirdi.
Erhürman, Kıbrıs Rum Lideri Nikos Hristodulidis’in, Kıbrıslı Türklerin hak ve iradesini hiçe sayarak bölgedeki riskleri artıran kararlar aldığını ve ittifaklar kurduğunu belirtti. Erhürman, bu süreçlerde Kıbrıslı Türklerin tamamen dışlandığını vurgulayarak, bölgesel dengeleri değiştirme çabasının hem Kıbrıslı Türkleri hem de Rumları riske attığını söyledi.
Erhürman, “Hristodulidis’in Türkiye’ye karşı güç dengesi yaratma hevesi, aslında büyük güçlerin Kıbrıs’ta Kıbrıslı Rumlarla birlikte bizim de önümüze geçmesine yol açıyor” dedi. Erhürman, ayrıca Kıbrıslı Türk halkının Kıbrıs Rum Liderliği’nin izni olmadan karar alınabilecek bir taraf olmadığını, adadaki eşit kurucu ortaklık statüsünün korunması gerektiğini kaydetti.
Erhürman değerlendirmelerini şu maddelerde topladı:
“İsrail’in İran’a saldırısının ardından İran’ın yanıt vermesiyle bölgede güvenlik riski büyüyor. Savaşın iyisi olmaz. Bedeli en çok da sıradan insanlara ödeten savaş, bir uyuşmazlık çözüm yöntemi değildir. Doğru ve medeni yol, barışı koruyarak ve savunarak diplomasi ve diyalogla uyuşmazlıkları çözmeye çalışmaktır.
Adamızın konumu, bu bölgedeki, hatta artık bölgemizden nispeten uzakta olan herhangi bir savaşı, çatışmayı, “bizi ilgilendirmez” rehavetiyle karşılama olanağı tanımıyor. Son birkaç gündür gökyüzünde gözlemlenen ateş topları bu durumun en açık göstergeleri olarak kabul edilebilir.
Bu adada iki eşit kurucu ortak vardır. Bunlardan biri Kıbrıslı Rumlar, diğeri Kıbrıslı Türklerdir. Kıbrıs Rum Liderliği’nin Kıbrıslı Türklerin de, garantör Türkiye’nin de irade veya olurunu hiçbir biçimde dikkate almaksızın uluslararası alanda özellikle askeri, enerjiye ve ticarete dair konularda attığı adımlar ve kurduğu ittifaklar yalnızca Kıbrıslı Rumları değil, Kıbrıslı Türkleri de güvenlik endişeleriyle karşı karşıya bırakmaktadır.
Bu arada Kıbrıs Rum Liderliği’nin risk alarak (ama yalnızca Kıbrıslı Rumları değil, Kıbrıslı Türkleri de risk altına sokarak) aldığı kararlar, kendilerini bu bölgede “önemli bir aktör” olarak konumlandırma çabalarını gündeme getiriyor. Nitekim İsrail-İran çatışması başlayalı beri, Sn. Hristodulidis ve Sn. Kombos son derece aktif bir diplomasi çabası içinde. Onlarca ülkenin dışişleri bakanlarıyla telefon görüşmeleri yapıldı. İran’ın kendilerinden İsrail’e bir mesaj iletmelerini istediği açıklandı. Bunların dışında kısa bir süre önce Pakistan ile çatışma yaşayan Hindistan’ın Başbakanı bugün güneyi ziyaret edecek.
Bölgede yaşanan tüm çatışmalar Kıbrıslı Rumları da Kıbrıslı Türkleri de endişelendiriyor. Bölgeye nispeten uzak olan Hindistan ve Pakistan çatışıyorsa, o da çeşitli ittifaklar üzerinden adadaki durumu etkiliyor”