Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın Başbakan Ünal Üstel’e yönelik açıklamasını, “hakaret içeren, çirkin ifadeler” olarak nitelendirdi. KTSO, “Saygı sınırlarını aşan Oktay Saral’ın açıklamasını çirkin ve gereksiz buluyor, şiddetle kınıyoruz” dedi.
Türkiye ile KKTC arasındaki sıkı bağların, bu tip açıklamalarla kopmayacak kadar sağlam olduğuna dikkat çeken KTSO, ancak son zamanlarda artan bu gibi açıklamaların istismar edilip çok farklı yerlere çekilebileceğini belirtti. KTSO, “Bu nedenle bunlar son bulmalı ve tüm kesimler iki ülke arasındaki güçlü bağların zedelenmemesi için gerekli özeni göstermelidir” dedi.
KTSO, her iki taraftan yapılacak açıklamaların, saygı sınırlarını aşmaması, hakaret ve aşağılama içermemesi gerektiğini de vurguladı.
KTSO açıklamasında şu görüşlere ver verildi:
“Hem dünyada çok önemli gelişmeler yaşanıyor hem de ülkemizde de çok ciddi sorunlar var. Tüm bunlarla ilgili yeni politikalar geliştirmek, sorunlara çözüm bulmak için çok çalışmak, projeler yapmak, ortaya vizyon koymak gerekirken, bir anda ülke gündemine “orta eğitimde başörtüsü” meselesi yerleşmiştir.
Hükümetin konuyla ilgili, kısa aralıklarla yaptığı ve birini geri çektiği iki ayrı tüzük, günlerdir çok sert tartışmalara neden olmuştur.
Herkes işi gücü bırakmış, günlerdir bu konuyla uğraşmaktadır. Maalesef bu durumu istismar eden bazı kesimler, kimi zaman kişileri kimi zaman tüm halkı hedef alan hakaret ve aşağılama dolu açıklamalar yapmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, Başbakan Ünal Üstel’e yönelik hakaret ve çirkin ifadeler içeren bir açıklama yapmıştır. Saygı sınırlarını aşan Oktay Saral’ın açıklamasını çirkin ve gereksiz buluyor, şiddetle kınıyoruz.
Türkiye ile KKTC arasındaki sıkı bağlar, bu tip açıklamalarla kopmayacak kadar sağlamdır ancak son zamanlarda artan bu gibi açıklamalar istismar edilip çok farklı yerlere çekilebilir. Bu nedenle bunlar son bulmalı ve tüm kesimler iki ülke arasındaki güçlü bağların zedelenmemesi için gerekli özeni göstermelidir.
Her iki taraftan yapılacak açıklamaların, saygı sınırlarını aşmaması, hakaret ve aşağılama içermemesi gerekmektedir.
Öte yandan hükümetin, defalarca gündeme getirdiğimiz hayati sorunlara çözüm bulmak için çaba sarf etmesini, artık enerjisini bu gibi konularla harcamamasını tavsiye ediyoruz. Yasa, tüzük yapılırken, toplumun hassasiyetleri, ülkemize uygunluğu göz ardı edilmemelidir. Çok rahat çözülecek bir sorunun, maalesef içinden çıkılmaz bir hale dönüştürülmesi üzüntü vericidir.
Bize göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türkünün baş örtüsü sorunu yoktur. Başörtüsü kullanan veya genel olarak dini vecibelerine bağlı insanlarımız Kuzey Kıbrıs’ta hiçbir sorun yaşamamıştır. Ortaya çıkan sorunun, suni yaratıldığı aşikardır.
Yetişkinlik yaşına gelen herkes dilediği gibi kıyafet giymekte özgürdür ve bu ülkede bu özgürlüğe şimdiye kadar karışılmamıştır.
Bazı politikacılarımızın siyasi kazanç elde edecek diye halkımızı bölmeye çalışması, cepheler yaratılmasına neden olması tehlikeli bir oyundur. Nitekim bu tehlikeli davranışın, Başbakanı dahi hedef alınacak hale getirdiği yaşanılarak görülmüştür. Hiçbir politikacı, oy uğruna bu halkı bölmesin, gerginlik tohumları ekmesin, sorumlu davransın.
Tüm siyasi partilere çağrımızdır; hiç kimse bu krizden siyasi menfaat beklemesin ve buna hizmet eder bir tavra girmesin.
İşin özü şu ki; Mustafa Kemal Atatürk’ün laiklik konusunda bize ışık tutan düşüncelerine bağlıyız ve bu konuda ödün vermeyerek ısrarcı olacağız. Buna zarar verecek eylem, davranış ve tartışmalar son bulmalıdır.
Bu bağlamda herkesi sağduyulu olmaya, düşmanlaştırmadan, ötekileştirmeden kaçınmaya ve konuya siyasi emelleriyle değil, akılla, toplumu bölmeyecek yöntemlerle hareket etmeye davet ediyoruz.”
