Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adil Onalt, Binboğa Yem Fabrikası’nda yaşanan krizle ilgili açıklamalarda bulundu. “Burada 104 kişiye yakın personel çalışıyor. 1 haftadır iş yok, üretim durdu. Hayvancımız yem bekliyor. Burası batmış bir kurum haline getirildi. Burada çalışan insanlarımız evine ekmek götüremiyor. Üretici ağıllarda yem bekliyor, yem tedariki yok” dedi.
2017 yılından bu yana yaşanan usulsüzlüklere dikkat çeken Onalt, “Burayı 2017 yılından beridir hırsızlık, yolsuzluk var dedik bizi sorguladılar. Artık belgeli konuşacağız İlk ateşi 2017’de yaktığımızda, Hasan Tosunoğlu döneminden beridir bu kurumu batırmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Burada ve Koopsüt’te çalışanlar işlerinden olma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar” ifadelerini kullandı.
“Yaşananlar toplumun, siyasetin bir yüz karasıdır. 2017 yılından beridir bu kurumu batırmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Çaldılar, çırptılar, rüşvet aldılar ve nihayet becererek burayı batırdılar. Artık buraları kimlere peşkeş çekeceklerinin hesabını yapıyorlar. Öz varlığımıza sahip çıkacağız, artık buradan def olup gidecekler. Bundan sonraki süreç daha ciddi olacak. Özellikle Tosunoğlu döneminden sonra içeride birikmiş olan 500 bin Dolar ve 60 milyon nakit paraları vardı. Paraları bitirdiler ve 500 milyon TL de borç ettiler. Bu paraları kim yedi? Mali polise çağrı yapıyorum. Adalet varsa bu insanlar yargılanacak. Adalet istiyoruz. Sadece bir maddede yapılan yolsuzluğu görün diye Mehmet Çetereisi okuyacak” diyen Onalt, “Biz yola devam edeceğiz. Burası köylünün malıdır biz buna sahip çıkacağız. Buraları biz yaşatacağız. Bizim öz varlığımızı yok edemezler” dedi.
“Sözleşme dışı kepek alımı yapıldı, cezalar uygulanmadı”
Hayvancı Mehmet Çetereisi ise sadece kepek alımıyla ilgili bir maddeyi okuyacağını belirterek, Merkez Bankası’nın yaptığı raporlamaya dikkat çekti:
“Binboğa Yem Fabrikası ihale kapsamı dışında ve Yönetim Kurulu kararlarının üzerinde 582 ton fazla kepek alımı yaptığı tespit edildi. Bunun miktarı 209 bin 556 Dolardır. Alım satım sözleşmesine göre kepeğin en geç 17.6.2023 tarihinde teslim edilmesi gerekirken 67 gün gecikmeli teslim edildiği tarafımızdan tespit edildi. Sözleşme gereği gecikmeden kaynaklı bir ceza uygulamasını gün başına 9 bin 500 Dolar toplamda da 636 bin 500 Dolar geciktirilmiştir ve bu ödeme yapılmamıştır.”
“Sözleşme dışında niye fazla alımlar yapıldı, niye cezalar uygulanmadı? Bu anlaşmaya göre Binboğa’nın yaptığı zararı kim karşıladı? Bunun gibi birçok zarar ziyan vardır. Bunları üreticiye, kendi personeline mal ettiler. 700 TL’ye üretilen yemi hayvancısına çok fahiş fiyatlarla satarken çalışanı da mağdur etti. Gelinen nokta şu anda budur. Gereğinin yapılmasını isteriz” ifadelerini kullandı.
Güröz: “Binboğa siyasilerin çiftliği haline geldi”
KOOP-Sen Başkanı Mehmetali Güröz, Binboğa Yem Fabrikası’nın uğradığı zararın boyutlarını ortaya koyarak, “DP’nin atadığı bir dönem önceki yöneticiler burayı batırdı. 2024 yılı içinde burası 50 milyon zarar etti. Tarihinde ilk defa Binboğa zarar etti. Binboğa kurulduğundan bu yana hiçbir bankadan 1 TL’lik kredi kullanmadı. Hep kendi parasıyla bu işletmeyi yönetti. 2019-2024 süresince etkin bir şekilde Binboğa Yem Fabrikası siyasilerin çiftliği haline geldi, burası batırıldı” dedi.
Güröz, sürecin düzeltilmesi için atılan adımları şöyle aktardı: “4 senelik sürede burası 50 milyon zarar etti. 150 milyon da borç yumağına batırıldı. Bu süreçlerden kurtulmak için sendika olarak görevlendirildik. Başbakanlık, başbakan yardımcılığı, Kooperatif Merkez Bankası ile uzun süreli toplantılar yaptık. 2 ay öncesinde bir karar bağlandı bir protokol imzalandı. Bu protokol çerçevesinde artık burasını siyasiler yönetmeyecek. Artık burasını Kooperatif Merkez Bankası’ndaki uzmanlar yönetecek. Bir temsilci sendikadan, bir temsilci siyasetten olmak kaydıyla yönetim kurulu oluşturuldu.”
“Yapılan protokol çerçevesinde Binboğa Yem Fabrikası mal sahibi edildi. Harup fabrikasının yeri 49 yıllığına kira koçanı ile Binboğa Yem Fabrikası’na verildi. Bunun yanında borçların tümü ödendi, 100 milyonluk kredi verildi, yüzde 64 olan borç faizi yüzde 22’ye indirildi ve bir süreç başladı” diyen Güröz, sonrasında yaşanan gelişmeleri ise şöyle özetledi:
“Ansızın pazartesi günü yönetim kurulunun bile haberinin olmadığı, sonradan öğrendiğimiz DP’nin yöneticilerinin biraz önce arkadaşın okuduğu mal alımları var ya, yönetim kurulu fazladan ham madde aldı. Aldığı ham maddenin üretim tarihi şartlara göre 2023 ürünü alınması gereken ürün, ki belgelerde de öyle yazıyordu. 30 milyon civarında olan bu mal kurtarıldıktan sonra burası ödemeyi yapamadı adam mahkemeye başvurdu. Yöneticiler de ürünü Hacı Ali’ye satmak istedi ve yapılan tahlillerde ürünün 2020 olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla ihracatçı firma size kazık attı. Hacı Ali, ‘2023 ürünü 30 milyon, 2020 ürünü 5 milyon. Siz 25 milyon kazık yediniz’ dedi. Yöneticiler bunu mahkemeye taşıdı. Büyük ihtimal bu mahkeme kazanılacaktı ama nasıl olduysa tayin edilen avukat mahkemeye gitmedi ve ara emri kalktı.”
“İlgili firma Merkez Bankası’na başvurdu ve parasını istedi. Daha önce çekler mühür yemişti, ikinci mühürde firmanın çek yasağına girmesi lazım. Bankada öyle bir para yok. Mevcut yöneticiler öğrenince istifa etti. Herkes çek yasağına girdi. Çek yasağına girmek, hesapların bloke olması demektir. Burası o aşamaya geldi. Bundan sonraki süreç kapanacak ve sokaklarda yürüyeceğiz. Yapılması gereken Kooperatif Merkez Bankası’nın elini taşın altına koymasıdır. 30 milyonu en erken bir zamanda ödemesi gerekir. İkincisi, yöneticiler o avukatı baroya şikâyet edecek ve avukatlık belgesi elinden alınsın.”
“Ambarlarımız buğday ve darı doluyken hiçbir şey alamaz olduk”
Fabrikada çalışan bir kişi ise süreci şu sözlerle aktardı: “Ben 1992 yılından beri burada çalışıyorum. Çifte vardiya işleyen bir fabrika bu duruma düşürüldü. Buradan Tarım Bakanı’na sesleniyorum. Kimse bir şey bilmiyor. 2023 yılında başbakanı yanına aldı ve Türkiye Tarım Bakanı’na gittiler görüştüler, Türkiye’den çektiği arpayı Erdoğan’a komple sildirdi. Ama Binboğa’ya geldiğinde günlük veya 15 günlük çek istiyorlar. Bu fabrika ne zaman müdürü ve yönetim kurulu değişti gittikçe aşağı düştü. Kimse ilgilenmedi.”
“Gecede 2000 ton yem çıkaran fabrika, yöneten bir kişinin lafıyla tek vardiyaya geçildi. Ambarlarımız buğday ve darı doluyken hiçbir şey alamaz olduk. Yönetim kurulu bize ‘Maaşınızı alıyorsunuz ya, gerisi sizi ilgilendirmez’ dedi” şeklinde konuştu.