Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) Yönetim Kurulu, artan hayat pahalılığı ve ekonomik daralma ile ilgili eleştirilerde bulundu.
Yapılan açıklamada, hükümetin ekonomiye yönelik alacağı tedbirler yerine, yıkımı hızlandırdığına dikkat çekildi. Özellikle elektrik fiyatlarına yapılan yüzde 11’lik zam, petrol fiyatlarının düşmesine rağmen seyrüsefer ücretlerindeki yüzde 160’lık artış ve sigorta prim desteklerinin kaldırılması eleştirildi.
KTEZO, yerli ve kadın istihdamı için vaat edilen desteklerin üzerinden iki aydan fazla süre geçmesine rağmen Meclis’in toplanamaması ve bu vaatlerin yerine getirilmemesini de gündeme taşıdı. Açıklamada, “Olmayacak gündemlerle ve yaratılan ekstra kaosla sorunların üstü kapatılıyor” denildi.
Açıklamada ayrıca, devlet giderlerinin artırılması ve bütçe açıklarının faturasının halk, esnaf ve işletmelere çıkarılması eleştirildi. KTEZO Yönetim Kurulu, “Bütçe açıkları çalışana, işletmeye fatura ediliyor. Bu yol böyle gitmez. Sizi kim, nasıl ödeyecek? Ödeyen biziz, göz ardı edilen yine biziz. Harcayan ise sizsiniz” ifadelerini kullandı.
KTEZO, hükümete çağrıda bulunarak, durumu düzeltme ve halkın mağduriyetini giderme adına acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası’ndan yapılan tam açıklama şöyle:
“Ekonomi tepe taklak olmaya devam ederken, her geçen gün cirolar biraz daha gerilerken önlem almak yerine yıkımı hızlandırmak için bir omuz da siz veriyorsunuz.
Bulutsuz ortamda gittiğiniz her yerde vaat üzerine vaatlerle gürlerken, başımıza sadece taşlar düşmeye devam ediyor.
Hayat pahalılığı, etinden sütüne ve içeceğe kadar aldı başını gitti. Petrol fiyatları neredeyse hiç olmadığı kadar gerilemiş iken, elektrik gibi temel bir ürün anlaşılmaz bir şekilde yüzde 11 oranında zam yedi. Seyrüsefer derseniz başka bir rezalet, zam yüzde 160’ları geçti. Şimdi de sigorta prim destekleri kaldırılıyor.
İki aydır yerli istihdam, kadın istihdamı üzerinden desteklerin verileceği propagandası yapıldığı halde Meclis dahi toplanamıyor. Olmayacak, olamayacak gündemlerle, yaratılan ekstra kaosla sorunların üstü kapatılıyor. Mesajımız da, duruşumuz da çok nettir.
Bu böyle gitmez. Devlet giderlerini artırarak, bütçe açıklarının faturasını çalışana, ustaya, işletmeye çıkararak bu yol yürünmez.
Sizi; kim, nasıl ödeyecek? Ödeyen biziz, göz ardı edilen yine biziz. Harcayan ise sizsiniz. Ya kulak verir kendinize gelirsiniz, ya da her şeyin bir sonu olduğunu hatırlamak zorunda kalırız.”
